ABUR CUBUR OLACAĞI BUDUR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
ABUR CUBUR OLACAĞI BUDUR

Gelişmiş ülkelerde son yıllarda özellikle de astım ve alerjilerdeki artışta beslenme alışkanlıklarındaki değişikliklerin önemini gösteren araştırmalara her gün bir yenisi ekleniyor. Bu ülkelerde hamburger, hazır pizza gibi fast food yiyecekler, bisküvi, gofret, cips gibi abur-cubur gıdalar ve gazlı içecek tüketimi giderek artarken, sebze ve meyve ise giderek daha az yeniyor.

Yiyeceklerimize, içeceklerimize renk, koku, tat vermek ve bozulmalarını önlemek için kullanılan binlerce katkı maddesi olduğu da artık herkesin malûmu. Kozmetik ürünlerde ve hatta ilaçlarda da yaygın olarak kullanılan bu maddelerinin, duyarlı kişilerde başta alerjiler olmak üzere, astım, migren tipi baş ağrıları, karaciğer büyümesi, kanser, depresyon ve çeşitli ruhsal bozukluklar gibi pek çok hastalığa sebep olabileceklerini gösteren pek çok araştırma var.

Yeni Zelanda’ da 10-12 yaşları arasındaki binden fazla çocuk üzerinde yapılan bir araştırmada, haftada bir defadan fazla hamburger yiyen çocuklarda astım krizi ve hırıltı riskinin iki kat fazla olduğu ve yenilen hamburger sayısı astıkça astım riskinin de arttığı saptandı. 

junk food ile ilgili görsel sonucu

Suudi Arabistan’ da, otuz yıldır tamamen Avrupa standartlarında yaşayan zengin ailelere mensup Cidde’ li çocuklar ile geleneksel şartlarda kırsal kesimde yaşayan iki farklı grup çocuk üzerinde yapılan araştırmada da, şehirli çocuklarda astım riski 3 kat yüksek bulundu. Kırsal kesim çocuklarının diyeti temel olarak inek ve keçi sütü, pirinç, sebze, kuzu ve tavuk eti, hurma ve diğer yöresel meyvelerden oluşurken, şehirli çocuklar ise Avrupa ve Amerikalı çocuklar gibi fast food ve abur cubur gıdalarla besleniyorlardı.

Beslenmenin astımlılar için ne kadar önemli olduğunu gösteren bir başka araştırma daha var. Bu çalışmada bir grup astımlının hamburger ve patates kızartmasından oluşan 1000 kalorilik bir yemek, bir grubun da 200 kalorilik az yağlı yoğurt yedikten sonra balgamları incelendi. Yağlı ve yüksek kalorili yemek yiyenlerin balgamlarında çok fazla sayıda iltihap hücresi görüldü. Ayrıca yüksek oranda yağ ihtiva eden yiyecekleri tüketenlerin nefes açıcı ilaçlara çok iyi cevap vermedikleri de belirlendi.  

junk food ile ilgili görsel sonucu

Hiperaktivitenin sebebi de katkı maddeleri mi?

İlk kez bundan 30 yıl kadar önce çeşitli gıda katkı maddelerinin çocuk psikolojisini etkileyebileceği ve küçük çocuklarda hiperaktivite, dikkat eksikliği gibi psikolojik bozukluklara yol açabileceği ileri sürülmüş, ancak o zamandan beri yapılan birçok araştırmada çelişkili sonuçlara ulaşıldığından kesin bir kanaate varılamamıştı.

İngiltere Gıda Standartları Ajansı tarafından da desteklenen araştırmada 3 ve 8 yaşlarında iki grupta yer alan çocukların bir kısmına 6 hafta süreyle birçok şekerleme, kek, lolipop ve içecekte renklendirici ve koruyucu olarak yaygın şekilde kullanılan katkı maddeleri içeren, bir kısmına ise bu katkı maddelerinin bulunmadığı meyve suları içirildi. 

Bu katkı maddeleri karmen kırmızısı (E122), günbatımı sarısı (E110), tartrazine (E102), ponceau kırmızısı (E124) gibi gıda boyaları ve sodyum benzoat gibi koruyuculardan oluşuyordu.

Araştırma sonunda, değişik derecelerde katkı maddesi bulunan meyve suları içen grupta bulunan çocuklarda hiperaktivite, dikkat eksikliği, konsantrasyon bozukluğu ve öğrenme zorluğu gibi davranış bozukluklarının daha fazla görüldüğü saptandı. 

Bu, son derece önemli bir bulgu; çünkü daha önce katkı maddelerinin sadece zaten hiperaktif olan çocukları etkilediği sanılıyordu. Oysa bu araştırma katkı maddelerinden tüm çocukların zarar görebileceğini ortaya koyuyor. Araştırma sonuçlarını yorumlayan uzmanlara göre, hiperaktivite belirtisi gösteren çocuklara verilen katkı maddeli yiyecek ve içeceklerin kesilmesiyle davranış bozukluklarında belirli ölçüde düzelme olması mümkün. Ancak, unutulmaması gereken nokta hiperaktivitenin genetik ve çevresel faktörler, prematüre doğum, fiziksel aktivite azlığı gibi pek çok sebebinin de olması.

junk food ile ilgili görsel sonucu

PEKİ, NE YİYELİM NE İÇELİM?

Avrupa Birliği’ nin katkı maddeleri için çok sıkı denetimler uyguladığı malum, ancak yiyecek ve içeceklerde, E-sayıları ile tanımlanan gıda boyalarının kullanılmasına daha önceki çalışmaların sonuçlarına dayanılarak izin veriliyor. Bu araştırmalar ise uzun seneler önce eski teknoloji ile yapıldıkları için bunlara güvenmek doğru değil. Katkı maddelerinin güvenirliliklerinin yeni bilimsel verilerin ışığında mutlaka tekrar araştırılması ve standartların yeniden belirlenmesi gerekiyor.

Büyük şehirlerde tabii yiyecek-içecek bulmak imkânsız değil belki ama çok zor. Yediğimiz içtiğimiz hemen her şey katkılı veya hormonlu. Sütlerimiz kutularda, suyumuz plastik şişelerde; yumurtalarımız fabrika tavuğunun, yoğurtlarımız kireçten farksız. Bunlara rağmen tamamen çaresiz olduğumuz da söylenemez.

Çocuklarımızı modern zaman hastalıklardan korumak için yapabileceğimiz pek çok şey var:

  • Şekerin sağlığımızın en büyük düşmanı olduğunu hiç unutmayın.
  • Unlu gıdalarda aşırıya kaçılmamalı.
  • Mutfaklarımızda iki yağa izin var: Tereyağ ve zeytinyağı.
  • Çocuklarımızın her türlü taze sebze ve meyveyi bol bol yemeleri lazım.
  • Probiyotik içeren yoğurt, ayran, kefir gibi besinler de olmazsa olmaz gıdalardan.
  • Balık da çoklu doymamış yağ asitlerinden olan omega-3’ den çok zengin bir besin. Çocuklarımız en azından haftada bir kez taze balık yemeliler.

Yazı için 7 yorum yapılmış:

  1. Misafir (21:41)

    teşekkürlerr hocam…. süper bir yazı….

  2. Misafir (16:42)

    herşeyin sorumlusu fast food gıdalar, onun için hafta sonu avm lerin yiyecek meydanları elleri hamburgerli, colalı , patates kızartmalı zengin ço cukların dan geçilmiyor. ne olacak para var yemesinmi yani yiyorlarsa bunun suçu fast food damı .bu ne yaman çelişki anne

  3. Misafir (17:30) 16.31

    supersin ya

  4. Misafir (17:39)

    “hafta sonu avm lerin yiyecek meydanları elleri hamburgerli, colalı , patates kızartmalı zengin ço cukların dan geçilmiyor” ne demek ya…, hangi çağda yaşıyorsunuz? o avm’lere siz gitmiyor, siz oralarda vakit geçirmiyor, tüketime katkıda bulunmuyorsunuz değil mi? insan biraz iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmalı… ancak aile yeterli bilinci kazandırabilirse çocuğuna onu fast food’dan ve reklamlarda pompalanan zehirlerden koruyabilir, gerisi hava cıva, eğitmeden, bilinçlendirmeden suçlamakla olmuyor bu işler ne yazıkki…

  5. Misafir (18:17)

    avm ve zengin çocukları :))) orta halli onlar , sen de artık anladığım kadarıyla hallice fakirsin ama maşallah internetten yorum yapabilcek durumun var ,zengin çocukları pazar günlerini uludağda vb yerlerde geçiriyor merak etme sen

  6. Misafir (19:02)

    fastfood hem zararlı hem pahalı.maalesef ülkemizde çok rağbet var halbuki amerika’da bu gibi yerlere maddi durumu iyi olmayan insanlar gidiyorlar.biz de ise fastfood yemek popülerliğin göstergesi olmuş.

  7. Misafir (19:38)

    artık avmlerin çooğunda köfte pilav ve sebze, pide, ev yemekleri mevcut , biraz aklı olan cocugunu ikna eder de oralarda yedirir, aynı fiyata ….

Siz de yorumunuzu paylaşın: